Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

We are in the #DOGOPARTY

Dikkat! Dikkat! Bu postun eğlence derecesi henüz ölçülmediği için Rtük tarafından kapatılma riskimiz var. O yüzden hemen bu parçayı açınız ve postu hızlıca okuyunuz. (Herşey sizde eğlenin diye yahu)

Kesinlikle bu sene cillop gibi geçecek, ellerimizden içkiler,dillerimizden şarkılar,ayaklarımızdan hareket eksik kalmayacak. Kim demiş en güzel partiler cuma olur diye? Kim demiş getirin onu bana! Pazartesi sendromuyla başlanan bir haftada çarşamba partisini bekliyorsan 2 gün şimşek hızıyla geçiyor bir kere.
İşte biz Doorstepping'imizden gelen harika bir mail ile kendimizi bu eğlenceli partide bulduk. Kendisi yurtdışında olduğu için bize katılamadı ancak twitleriyle de yoklugunu hissettirmedi.
Garage Party konseptinde iş çıkışı herkes dogostore'a akın etti. Maskotumuz bile vardı :) Yoda'yı kaçıramadım o ayrı. Bir daha ki sefere artık! Dahası mı? 

Vanilya Pasta Ekmek Atölyesi

Herkese mutlu hafta sonları sevgili Wantthefashion okurları bugün pemberuj.net'in kurucuları Emel ve Ersin çifti biz İzmir'li moda bloggerları için harika bir etkinlik düzenledi. 

Vanilya kokan bir mutfak, içten bir karşılama, aç karınlar ve gözü dönmüş nefis kokularda kendini kaybetmiş 10 blogger. Dahası mı?

Nişana nasıl hazırlanılır?

Bir önceki postumda Nazarel Moda evinden ve elbisemi nasıl telaşla buldugumdan bahsetmiştim.Nişana hazırlanmadan önce birçok sayfa araştırdım fakat bana hitap eden "Nişana nasıl hazırlanılır?" postunu bulamadım. Bu yüzden ben hazırlamaya karar verdim.Umarım size de bu konuda yardımcı olabilirim. :) 
1. Nişan Kombini:Nişana 2 hafta kala hazırlanmaya başladım ve aklımda bir kombin belirledim.Öncelikle istediğim rengi seçmeli,tenime uygun  en  iyi renkleri belirlemeliydim. Renkler ne çok koyu ne çok fosforlu olmalıydı.Taşlar elbise modelini yutmamalı fazlalık halinde çıkartılabilmeli ve asla plastik,elbiseye silikonla tutturulmamalıydı.İnanın öyle fiyatlar ve elbiseler gördümki dayanamayıp güldüğüm bile olmuştur. Herneyse saçım,makyajım,elbisem,çantam...derken  oturup hemen bir kolaj hazırladım;
Vücudumun hatlarını ortaya çıkarmak istediğim için balık modelinde tafta kumaşının en abartısız ve sade görünümü yansıttıgını öğrendim. Buldugum elbisede ki gizli dantel detayına, taşların gerçek swarovski oluşuna, işlenişine ve üzerimdeki duruşuna en önemlisi ise Liancarlo'nun resimdeki elbiseyi andırışına aşık oldum. Elbisenin alt kısmının kabarıklıgını en aza indirgedim.Alttaki tül kısmını lastikli yaparak istediğim zaman çıkarıp takabilir hale getirdiler. Ayakkabıda boy farkı yaratmamak ve tüm gece rahat olmak adına babeti tercih ettim. (portföy çanta:optimum gaziemir'de forewer new: 25tl , babet:lcw'den 25 tl şapka:kendim yaptım küpe:tresera saç tokası:annemin)
2.Makyaj ve Saç:Bu konuda kesinlikle blog arkadaşım cosmotrende güvendiğimden hemen fikrini aldım. Elbise açık renkli oldugu için gözleri ön plana çıkarmaya karar verdik. Hemen bir look hazırladık. Kombin resmindeki look kendisinin eseri (^_^) Saç sırıtmamalı ve asla mahalle lülesine yaklaşmamalı,kafa derimi tüm gece ağlatacak dar bir topuzdan oluşmamalıydı. Annemin tokası ile salaş bir topuz bana yeterdi.
3.Mekan:Öncelikle konuk sayımızı belirledik ve bir iki mekan gezdik havalar sogudugundan kapalı alan seçmeye karar verdik. Hava gazı fabrikası en çok tavsiye edilen yerler arasındaydı, Balçova ise resmen yazdan bu yana harap olmuştu. Babadan kalma makamla  fiyatlar çok uygun gelince Polisevinde yapmaya karar verdik. 
4.Dekorasyon ve müzik:Hazır dekorasyon için birkaç firma ile görüşmek sizin yararınıza olabilir ama fiyat bakımından konseptlerde sizde bir kaç değişiklik yapabilirsiniz ve istediğimiz müziklerin listesi yapın.Konuklarında kudurmuş olarak geleceğini unutmayın ilk parçalarla onları bol bol yorun ;) Pasta dekorasyon amaçlı vardı ama bize korkunç geldiği için onuda değiştirdik  -I Don't Feel It Anymore (Song of the Sparrow) - William Fitzsimmons- 
5.Çekim: Artık biliyoruz ki anılar fazlasıyla sanal medyada ve aileden gelen ısrarlar üzerine resim çekilmemiz istendi. Stüdyo çekimine oldum olası karşıyım bu yüzden istediğimiz tarza uygun bir fotografçı ayarladık ve bir gün öncesinden çekim için nezih,klasik ve sade yerleri kullandık.tavsiyem yagmursuz bir havayı bekleyip,elbiselerin zarar görmemesi açısından çekimi nişan sonrasında ki bir güne atmanız. ;)
İşte bu kadar umarım faydalı olabilmişimdir...
Bazen cidden kader-kısmet'e inanıyorum. En önemlisi içinize sinmesi. Dilerim ki herkes istediği gibi bir nişan ya da düğün geçirir. Çünkü hepsinin tadı bir başkaymış. bakalım ,yaşayalım ,görelim...(^-^)
Sevgiler...
S.

Yurtdışından Online Alışveriş'de Vergi

Evet biz moda düşkünleri nerde kaliteli, nerde göz alıcı, nerde bulunmaz hint kumaşı varsa onu istiyoruz. Çünkü biz bayanlar en iyiyi hakediyoruz.Kulaktan dolma yada paypal'ın hala ne oldugunu bilmeden yurtdışındaki online sitelerden alışveriş yapan arkadaşlarımız var. Özellikle kozmetik ürünlerinde inanılmaz bir yükseliş var. Çünkü hepimiz cildimizi önemsiyoruz.Peki nedir bu kısıtlama?
-Konuyla ilgili Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın açıklaması:”Kozmetik ürünleri ile tedavi amaçlı olmayan gıda takviyeleri ve sporcu gıdalarının muafen posta ve hızlı kargo yoluyla getirilmesi tamamen yasaklanmıştır. Bunun dışındaki eşya için muafiyet hakkının kullanımına, 2 ayda en fazla 1, yılda en fazla 5 şeklinde bir sınırlama getirilmiştir.Ayrıca, yüksek kıymetli siparişlerin muafiyet kapsamına sokulmak amacıyla bölünerek getirilmesinin önüne geçilmesini teminen, aynı gönderici tarafından Türkiye’deki bir alıcı adına gönderilen ve aynı konşimento muhteviyatı gönderilerin bir bütün sayılması ve tamamının kıymetinin birlikte dikkate alınması uygulaması başlatılmıştır.”-
Yani devlet bakanı bundan sonra yurt dışından yapacağımız kozmetik alışverişlerinde vergi ödemek durumunda olacağımızı ifade ediyor. Bunun adına da e-ticareti kontrol altına almak diyorlar.İsim veremediğim birçok türk online sitesi ise hala dubai'den gelen ürünleri satmaya devam ediyor. O yüzden ya bu yollara başvurmak zorunda kalıyoruz ya da sephora ve tekinacar gibi magazalarda paramıza kıyıyoruz. Kısacası ucuza kaliteyi elde etmek sanıldıgı kadar kolay değil. Önceden 150 Euro'nun altında olan kozmetik ürünleri ile tedavi amaçlı olmayan gıda takviyeleri ve sporcu gıdaları gümrük vergisinden muaf tutuluyordu, yeni düzenlemede bu ürünlere 150 Euro'nun altında olsa bile vergi uygulanacak.Ancak biz alışverişkolikler buna da çözüm bulmadık değil. Eğer göndericiyle iletişime geçme şansınız varsa yollanan paket üzerine vergi yemeyen ürünlerin içeriği yazılabiliyor. Şimdilerde birçok kişi bunu yapıyor. Haklı olarak firmada müşterisini kaybetmemek için bu yola başvuruyor. Hatta bunu teklif edenler bile varmış. Hoş daha bana denk gelmedi. 
Kaliteli alışverişler...
S.



Modatutkusu ile Refresh Yourself at VAKKORAMA

Bugün İzmir Vakkorama'da Modatutkusu Ayşegül ve Yasemin'i ağırladı. Onlar ise tüm moda tutkunlarını...

Siz onları daha çok MyBestFriend's den biliyorsunuz. Ayşegül ve Yasemin sandıgınızdan daha samimi,konuşkan,yaşam dolu,girişken ve meşgul. Biz normal saate göre biraz daha geç gelmiştik ve gitmelerine çok yakın bir zaman kala bize ayırdıkları zaman için onlara çok teşekkür ederiz. Kombinlerimi Yasemin oluşturdu ve giyemediğim parçalar hakkında ufak tüyolar verdi. Her zaman bacak boyumu kısa olduğunu düşünürdüm. Bu görüntüyü aşmak için salaş bluzleri skinny jean'lerimin içine sokmayı,kalem etegi en güzel kazaklarla giyebileceğimi ve desenli pantolonların düşündüğümden aksine fiziğime çok yakıştıgını keşfettim.Aynı renkte pantolon ve bluzlerinde gayet şık göründüğünü biliyor muydunuz? twitter takipçilerince bol bol hashtag'lendik.

Özlem Süer ile Atasay'da Moda ve Mücevher Önerileri

Birkaç gün önce mailime gelen haberle çok heyecanlandım.Bilmiyorum Özlem Süer'i ne kadar tanıyorsunuz? ama kendisi yurtdışında Londra, Moskova, Paris ve Milano başta olmak üzere tüm dünyada parçalarını satan bir moda tasarımcısı.Ve bu saygıdeğer insan bunca yoğunlukta Paris'den gelerek bizimle Atasay'ın etkinliğinde buluştu.Geç kalacağız telaşıyla gergin bir giriş yapmıştık,kısacası hazırlıksızdık.Ne sorsak ne desek diye kıvranırken kendisinin gelip bizimle konuşması ve kartını vermesi büyük incelikti.Özlem Hanım'ın ne kadar mütevazi,güleryüzlü ve samimi oldugunu size anlatmam mümkün değil.Koleksiyonuna,kişiliğine ve olgunluğuna aşık oldugum bu kadın en sevdiğim tasarımcılar arasına girdi. 
Bahar-yaz 2011 ve "Prom and Coctail Quenn" adında ki yeni koleksiyonundan parçalarla bütünleştirilen takıların defilesi bizi etkilemeyi başardı. Tabi ki de bu görsel şölene sizde tanık olun istedik...

chanel fall winter 2012/2013


Paris'in Grand Palais mekanında beyaz çakıllar ve mineral bloklarla kaplı alanda yürüyen ametist,zümrüt yeşili,mor-füme kuvars,kömür siyahı parçalar. Olağanüstü bir atmosfer ve büyüleyici bir koleksiyon. Modellerin kaşlarını süsleyen taşlar ise kombine farklı bir boyut kazandırmış.Yumuşak kesimli ceketler,parkalar,anvelop etekler ve bu çok katmanlı silüetlere hava katan iri bileklikler,taşlı kemerler.Herşey son derece mükemmel. İşinin hakkını veren bir tasarımcı Karl Lagerfeld.

michael kors 2012 kış sezonu

hepimizin dört gözle beklediği mevsim sonbahar yaklaşıyor. MK ise bu kışa ne kadar iddialı gireceğini ispatladıgı o harika koleksiyonla gözlerimi donattı.boyunlarda ki kürkler 2 sezon öncesinden hala dolabınızda kalmışsa çıkartın onları...
blazer ve kabanlarda deri kolları çokca görücez.
solmuş yapraklardan esinlenen bir çok marka gibi MK'da turuncuyu kombinlerden eksik etmemiş. dinamik bir görüntü veren bu parçalara sahip olmak çokda zor değil. hemen bir zara ya ugramalı.indirimli mallarda aynı jean'den mevcut.leoparlı babetler ise hala dolabınızda yok ise "shame on you!"
deri skinny üstü kazaklar ise çok örülesi :) bu kış sıcacık geçmeli...

M.A.C hakkında Ahmet Yılmaz ile röportaj

Bugün tanıtacağım kişiyi bir çok kişi mac'de görmüş ya da makyaj yaptırmak için kendini ona teslim etmiş olabilir.Kendisi benim tanımımla çok sakin,uyumlu ve olgun ruhlu bir insan...
Peki kimdir Ahmet Yılmaz?
1984 İstanbul doğumlu.Bir ailenin 3 erkek çocuğundan en küçüğü. Bu sektörde çalışmaya işe başvurduğu an karar vermiş.4 Yıldır m.a.c’le çalışmanın gururunu taşıyor.
1.Bu işe nasıl başladın?
Boyner’de çalışırken kozmetik reyon sorumlusuydum ve birçok markaya bakıyordum. Belkide en az 30 farklı marka vardı. Dior’da tanıştığım bir MAU(Make Up Artisti)’ni izlemeye başladım.Bir bayana yaptığı makyajla gerçekten fark yarattı ve bundan çok etkilendim.Bayanların size ilgi göstermeside bazen hoşunuza gitmiyor değil.Başta ben bayanları çağırıp makyaj yapmayı teklif ettim daha sonra liseden bir arkadaşımla karşılaştım ve m.a.c’de çalıştığını öğrendim.Onun teklifi üzerine m.a.c’i araştırdım ve birçok backstage’de,dizi ve filmin make-up’ın da mac’in önplanda olduğunu gördüm ve burda çalışmak istediğime karar verdim.
2.İşini severek mi yapıyorsun?
İşimi tabiki seviyorum.Haftanın 6 günü çalıştıktan sonra eğlenmek için zaman ayırmama zaten gerek kalmıyor çünkü işimizin içeriğinde zaten eğlence mevcut.
3.Kadınlarla ugraşmak zordur. Bununla nasıl başa çıkıyorsun?
Bu işe başladıktan sonra kadınları sevdim,onlara taptım ama bir yanımda onlardan nefret etti.
gülüşmeler… 
(artık nasıl kadınlarla karşılaştıysa :)
4. Bu sektörde kendini geliştirmek adına ne gibi eğitimler aldın?
İnsanlarla iletişim ve ikna eğitimi,İnsan ilişkileri,Makyaj eğitim teknikleri…Amacımız aslında satış fakat ister istemez insanlarla sürekli iletişim halindesin ve bu konumdaki ikna yeteneğin önplana çıkıyor.Makyajda sınır yok aynı eğitimde de olmadığı gibi.4 yıldır m.a.c’de yim hala 3 ayda bir eğitim alıyoruz.
(tabiki eğitim şart!)
5.Hangi organizasyonlarda görev alma şansını yakaladın?
Başta İstanbul Fashion Week olmak üzere,Fashionable,moda çekimleri ,dergi çekimleri ,defileler,tv çekimleri,kısa film ve tiyatro arkası make up artisliği yaptım.Bu sene yine İstanbul Fashion Week'12’deyim.
6.Birlikte özel çalıştıgın sanatçılar varmı?
Benim için çalıştığım her yüz her vücut çok özel.Kişisel olarak çalıştığım biri yok ancak m.a.c’in sponsor olduğu birçok sanatçıyla çalıştım.En saygı duyarak çalıştığım insanlar arasında ise Ajda Pekkan ve Tuğçe Kazaz var.
7.İşinde rekabet varmı?
Elinin iyi olması gerek,hızlı olmalısın,yaratıcı olmalısın,girişken olmalısın.Bunun yanısıra temsil ettiğiniz markanın adından çok fiyatta yapılan her işte büyük etken.Örneğin 2011 İFW’de sponsor bulunamadığı için modellerin parası dahi ödenemediğinden modeller kendi istekleri ile podyuma çıkma kararı aldılar.Şimdi ise sponsorlar yarışıyor.
8.Backstage’de çalışmak nasıl bir duygu?

Tasarımcı,styling,fotoğrafçı ve kuaförü tanıman lazım çünkü bir karede 4-5 kişinin emeği var. Bu birbirinden farklı insanlar bir işe yoğunlaşıp kusursuzluğu yakalama peşinde. Modelin tarzı dahi çok önemli. En ufak bir anlaşmazlık kötü bir sonuç doğurabilir.
Önceden look belirlenir. 20 modelde aynı look denenir. Bunda çıkıntılık yapanlarla uğraşmak zor olabilir. Bu gibi bir durumda başkasına gitmeden bizim ikna kabiliyetimiz çok önemli.Demek istediğim podyuma çıkmadan bir modelin kaşla göz arası o lookta rimele yer yokken rimel sürmesi tamamen makyözünün sorumluluğu altındadır.
9.Geçtiğimiz son yıllarda modanın ve makyajın bu kadar ön plana çıkması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Önceden sponsor bulunamıyordu.Fashionable oldu ve tüm dünya markaları bir araya geldi. Bence tamamen sponsorların yapmış olduğu reklama dayalı bir çalışma.
10.Bir makyajı olmazsa olmaz yapan nedir?
Ten makyajı ten güzelse makyaj her şekilde kusursuz olabilir.
11.Örnek aldığınız bir make-up artisti var mı?
Terry Barber!
12.mac’i diğer ürünlerden ayıran nedir?
İşimiz sadece makyaj.Bizim kozmetik sektöründe baz yada parfümde iyi olma gibi bir iddiamız yok.Tek amacımız renkler daha canlı görünsün.Kullanılan fondöten daha uzun süre ciltte kalsın.. gibi.Kusursuz makyajın peşindeyiz.
13.Aslında içten içe merak ediyoruz. Seksi bir makyajın olmazsa olmaz malzemeleri nedir?
Kırmızı dudak dişiliği simgeler.Bu yüzden kesinlikle kırmızı ruj ve rimel diyorum.
14.m.a.c'e makyaj malzemesi almak için gelen erkeklerle karşılaşıyor musun?
Elbette..Aslında bayanlardan daha ilgililer.Mesela önemli bir toplantıya katılacak üst düzey yöneticileri gelip gözaltı kapatıcı istiyorlar. 
15.Öncelikle bloguma zaman ayırdığın için çok teşekkür ederim.Seninle tanıştığım için çok mutlu oldum dilerim ki harika projelerle bu yola devam edersin,başarılarının devamını diliyorum ...
Ben teşekkür ederim.Aynı şekilde seni tanıdıgıma çok memnun oldum...

DSquared2 2012-2013 by Mert Alas & Marcus Piggott

Sıradışı çalışmalarıyla neredeyse tüm markalarda ismini duyurmayı başaran Mert Alas ve Marcus Piggott ikilisi DSquared 2012-2013 kampanyasında da harika bir iş çıkarmışa benziyor. gençlere yönelik çekimleriyle kadraja en iyi şekilde enerjiyi ve renkleri yansıtmayı başaran bu ikili asla ayrılmasın bizde bu görselliklerden mahrum kalmayalım diyorum.
Mert Alas and Marcus Piggott take hold of Dsquared2′s fall winter campaign modeled by Liuk Bass, Simon van Meervenne, Bette Franke, Daphne Groeneveld, and Frida Aisenand, and styled with back to school season in mind by Katie Grand.With creative directed by Giovanni Bianco, the models really commit to their class room slacker look. Check out the full editorial below.